Adli kontrol, bir ülkenin hukuk sisteminde, suçlu bir kişinin yargı süreci boyunca tutuklu kalmasına veya serbest bırakılmasına yönelik bir karar vermek için yapılan hukuki bir değerlendirme sürecidir. Bu süreç, bir hâkim tarafından gerçekleştirilir ve suçlu bir kişinin suçlu olduğunu veya suçsuz olduğunu belirlemeyi amaçlar.
Tutuklama nedenleri CMK madde 100’de “Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Genel olarak, aşağıdaki şartlar bir adli kontrol sürecinde dikkate alınabilir:
Adli kontrol yükümlülükleri, bir şahıs tutuklandıktan sonra yargı mercilerinin uyması gereken kuralları ve prosedürleri ifade eder. Bu yükümlülükler şunları içerebilir:
Bu yükümlülükler, yasalar ve hukuki prosedürler aracılığıyla garanti edilmelidir ve tutuklu bir şahısın haklarının ihlal edilmesi durumunda hukuki yollarla savunulabilmelidir.
Adli kontrol kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi ile Sulh Ceza Hâkimi tarafından verilebilir. Tutuklama sırasında, tutuklu bir şahısın durumunun gözden geçirilmesi ve tutuklama şartlarının uygunluğunun değerlendirilmesi gerekir. Bu gözden geçirme süreci, yargıçlar veya mahkemeler tarafından yapılır ve adli kontrol kararı verilir. Adli kontrol kararı, tutuklama sürecinin devam etmesine ya da tutuklamanın sona erdirilmesine, tutuklu bir şahısın başka bir yerde bulunmasına ya da serbest bırakılmasına karar verebilir. Bu kararlar, hukuki güvenceler, insan hakları ve adalet prensipleri göz önünde bulundurularak verilmelidir.
Adli kontrol süresi, suçluya yapılacak hukuki işlemlerin başlamasından önce, tutuklu veya gözaltında bulunan bir kişinin yasal olarak belirlenen süre içinde mahkeme tarafından incelenmesidir. Bu süre, ülkeden ülkeye değişebilir ve genellikle birkaç günden birkaç haftaya kadar değişebilir.