Sigorta Hukuku

Sigorta hukuku, sigortalı ve sigortacı arasında bulunan hukuki ilişkiyi ve sigortacılık ile ilgilenen şirketlerin çalışmalarının hepsini düzenleyen hukuk kurallarının hepsine “sigorta hukuku” denmektedir. Sigortacı, sigortalının ödemiş olduğu prim karşılığında rizikonun tazminini tamamen üstlenmesidir. Sigorta ile ilgili bütün hükümler Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna ek olarak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve bakanlık tarafından onaylanmış olan Sigorta Genel Şartları hükümleri de çoğunlukla “sigorta hukukunun” temelini oluşturmaktadır.

Sigorta Hukuku neden gereklidir?

Sigorta hukuku, bireyler ve işletmelerin sahip oldukları bütün haklardan haberdar olması ve tüm bu haklara göre hareket edebilmeleri bakımından çok önemlidir. Her iki taraf için de maddi ve manevi zararlarının karşılanması için sigorta hukuku devreye girecektir ve yasal çerçevede baktığımız zaman her iki tarafın da neler yapması gerektiğine karar verilecektir. Sigortacı ve sigortalı ilişkilerini düzenlemekte olan sigorta hukuku en önemli hukuk dallarından biridir.

Sigorta hukuku davası nedir?

Sigorta hukukundan doğmuş olan uyuşmazlıklara genellikle “sigorta hukuku davası” denmektedir. Sigortalı ile sigortacı arasında zarar gören birey arasındaki uyuşmazlıkların tümü sigorta hukuku davasının temelini oluşturmaktadır.

Sigorta türleri nelerdir?

Sigortalar ikiye ayrılmaktadır.

1. Zarar ve tazminat sigortası

Zarar sigortaları kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. Mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları. Mal sigortalarına örnek verecek olursak; tarım sigortası, kasko, makina kırılması ve montaj sigortası, alacak sigortası, hekim mesleki sorumluluk sigortası, cam kırılması sigortası, taşıma sigortası, yangın sigortası, hırsızlık sigortası gibi sigortalar olabilmektedir.

2. Can sigortası

İnsan hayatı ile ilgili bütün konularda devreye giren sigorta türüdür. Örneğin; grup hayat sigortası, maluliyet sigortası, ferdi kaza sigortası ve ölüm hali sigortası.

3. Mesuliyet sigortası

Sigortalının verebileceği zarara karşılık oluşabilen tazminatı karşılamak için düzenlenmiş olan sigorta türüdür.

Sigorta hukuku hangi mahkemelerde görülür?

Sigorta davalarının birçoğunda uygulanan görevli bir mahkeme bulunmamaktadır. Fakat bununla beraber somut bir olayın tüm özelliklerine ve taraflara göre bir görevli mahkeme belirlenebilmektedir.

Buna bir örnek verecek olursak,

Ticaret kanunu hükümlerine göre sorumluluk sigortalarında, zarar gören birey direkt olarak zarar veren bireyin sigortasına başvurma hakkına sahiptir. Bu durum söz konusu olduğunda, oluşan uyuşmazlık Ticaret Kanunu’na dayanmış olduğu için görevli olacak mahkeme muhtemelen asliye ticaret mahkemesi olmalıdır. Fakat unutulmaması gereken bir husus vardır ki açılacak olan davaya sebebiyet veren herhangi bir eylem çok önem arz etmektedir. Örneğin, motorlu taşıt ile yapılmış olan taşıt kazasından dolayı açılacak maddi ve manevi tazminat davası haksız olan fiil hükümlerine dayandığı için görevli mahkeme muhtemelen asliye hukuk mahkemeleri olması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra sigortalı ile sigorta şirketleri arasında, sigorta poliçesinden kaynaklanmış olan uyuşmazlıklarda görevli olması gereken mahkemenin belirlenmesinde sigortanın konusu büyük ölçüde önemlidir. Bireyin, ticari işletmesini ilgilendirmeyen her davada tüketici ilişkisi önem arz eder. Bundan dolayı da tüketici ile ilgili her sigortada, sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki tüm davalar tüketici mahkemelerinde görülmektedir.

Sigorta şirketlerine karşı hangi mahkemede dava açılabilir?

Sigorta şirketi avukatı, sigorta şirketlerinin vekilliğini yapıyorken sigorta avukatı genellikle maddi olaylardan zarar görmüş olan bireylerin vekilliğini yapmaktadır. Sigorta avukatı ise, sigorta davalarında meydana gelmiş olan veya gelecek olan olaylar hakkında birçok araştırmayı ve incelemeleri yapması gerekmektedir. Bu durumda gerçekleşecek olan maddi olayın hangi kanunun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, olaya uygulanması gereken hükümlerin tespit edilmesi, gerçekleşen olayların bir şekilde kanıtlanması, davanın hangi mahkemede görülmesi gerektiği ve davanın lehe sonuçlanabilmesi için tüm hukuki süreçlerin yürütülmesi hizmetlerinin tümünü üstlenmelidir.